Âlim
Arapça ˁlm kökünden gelen ˁālim عالِم “ilim sahibi, bilen, bilgin” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ˁalama عَلَمَ “bildi” fiilinin fāˁil vezninde etken fiil sıfatıdır.
Âsâyiş
Farsça āsāyiş آسایش “huzur, esenlik” sözcüğünden alıntıdır. Bir yerin düzen ve güvenlik içinde bulunması durumu, düzenlilik, güvenlik
Belge
Moğolca belge “resmi alamet, damga” sözcüğü ile eş kökenlidir. Bu sözcük Eski Türkçe belgü “işaret, alamet” sözcüğünden alıntıdır.
Cebir
Arapça cbr kökünden gelen cabr جبر .1. kırık kemiği kaynaştırma, 2. sentez, matematikte cebir, 3. ”güç, zor, kuvvet, üstünlük” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça cabara جبر birleştirdi, kaynaştırdı, 2. güç kullandı fiilinin fa’l vezninde masdarıdır.
Cürmümeşhut
Arapça curm maşhūd جرم المشهود “görgü tanığı olan suç” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça curm جرم “suç” ve Arapça şhd kökünden gelen maşhūd مشهود “şahit olunan” sözcüklerinin bileşiğidir.
Fek
Arapça fkk kökünden gelen fakk فكّ “kırma, keserek açma” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça fakka فكّ “kırdı, keserek açtı” fiilinin faˁl vezninde masdarıdır. Türk Ceza Kanununda 2005’e dek varolan mühür fekki suçu, bu tarihten sonra mühür bozma olarak adlandırılmıştır.
Fıkıh
Arapça fḳh kökünden gelen fiḳh فقه.1. teşrih etme, kavrama, ilim, 2. İslami hukuk ilmi sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice pḳx kökünden gelen peḳəx “açma (göz açma, çiçek açma)” sözcüğünden alıntıdır.
Hacir
Arapça ḥcr kökünden gelen ḥacr حجر “kısıtlama, yasaklama, engel” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ḥacara حجر “kısıtladı, yasakladı, köstek vurdu” fiilinin faˁl vezninde masdarıdır. Bir şahsın medeni haklarını kullanma salahiyetinin mahkeme tarafından kaldırılması.
Hukuk
Arapça ḥuḳūḳ حقوق “haklar” sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḥḳḳ kökünden gelen ḥaḳḳ حقّ sözcüğünün çoğuludur.
İcâr
Arapça ˀcr kökünden gelen ˀīcār إِيجَار “kiralama, ücret karşılığında tutma” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça acr “ecir, bir iş veya hizmet karşılığında ödenen para” sözcüğünün ifˁāl vezninde IV. masdarıdır. Bir malı belli bir süre kullanmak üzere ücret karşılığında birine vermek.
İcâr-ı Ayn
Bir malın bizzat kendisinin (ayn) kullanım hakkının, belirli bir süre ve belirli bir bedel karşılığında başkasına verilmesidir.
İcâr-ı Hizmet
Bir kişinin emeğini belli bir ücret karşılığı belli bir işte çalıştırma.
İcâr-ı Müaccel
Peşin kira. Kiracının belirli bir süreyi kapsayan kira bedelini sözleşmenin başında, baştan ödeme yapması gerekmektedir.
İcâr-ı Müeccele
Vadeli kira. Kiracının kirayı belirli bir süre sonra ödemek üzere anlaşmasıdır.
İhkak
Arapça ḥḳḳ kökünden gelen ˀiḥḳāḳ إحقاق “doğrusunu bulma, doğruyu yapma” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ḥaḳḳa حَقّ “doğru idi” fiilinin ifˁāl vezninde IV. masdarıdır.
İkrah
Arapça krh kökünden gelen ikrāh إكراه “zorla ve rızası hilafına bir iş yaptırma” sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça kariha كره “iğrendi, nefret etti” fiilinin ifˁāl vezni (IV) masdarıdır.
Kaza
Arapça ḳḍy kökünden gelen ḳaḍāˀ قضاء “1 yargılama, 2. yargı, özellikle tanrısal yargı, kader, kısmet, ölüm, beklenmedik ölüm” sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḳaḍā قضا “yargıladı, hüküm verdi” fiilinin masdarıdır.
Mebus
Arapça bˁs̠ kökünden gelen mabˁūs̠ مبعوث “gönderilmiş kişi, delege, elçi” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça baˁas̠a بَعَثَ “1. gönderdi, delege etti, 2. diriltti” fiilinin mafˁūl vezninde edilgen fiil sıfatıdır.
Meşru
Arapça şrˁ kökünden gelen maşrūˁ مشروع “yasaya uygun, hukuki” sözcüğünden alıntıdır.
Mugayir
Arapça ġyr kökünden gelen muġāyir مغاير “farklılaşan, aykırı” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ġāyara غَايَرَ “farklılaştı, ayrıştı” fiilinin mufāˁil vezninde III. etken fiil sıfatıdır. Bu fiil Arapça ġayr غير “farklı, başka” sözcüğünün III. fiilidir.
Mukabil
Arapça ḳbl kökünden gelen muḳābil مقابِل “mukabele eden, karşılaşan, karşılıklı” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ḳabala قَبَلَ “yöneldi” fiilinin mufāˁil vezninde III. etken fiil sıfatıdır.
Mücbir
Arapça cbr kökünden gelen mucbir مجبر “icbar eden, zorlayıcı” sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça icbār إجبار “zorlama” sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) failidir.
Mülhak
Arapça lḥḳ kökünden gelen mulḥaḳ ملحق “ilhak edilmiş” sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ilḥāḳ إلحاق “katma, ekleme” sözcüğünün ifˁāl vezni (IV) mefˁuludur.
Peyman
Farsça paymān پیمان “1. ölçü, ölçek, 2. antlaşma, yemin” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Orta Farsça padmān veya patmān “ölçü” sözcüğünden evrilmiştir.
Rüşt
Erginlik. Arapça rşd kökünden gelen ruşd رُشْد “doğruyu bilme, âkil olma, olgunluk, büluğ” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça raşada رَشَدَ “doğru yola gitti” fiilinin fuˁl vezninde masdarıdır.
Sebep
Arapça sbb kökünden gelen sabab سبب “1. ip, urgan, 2. yol, rota, vasıta, araç, 3. gerekçe” sözcüğünden alıntıdır.
Sefaret
Arapça sfr kökünden gelen sifāra(t) سفارة “sefaret, elçilik” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça safīr سفير “elçi” sözcüğünden türetilmiştir.
Şeriat
Arapça şrˁ kökünden gelen şarīˁat شريعة “din, yasa, özellikle İslam hukuku” sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça şarˁ شرع sözcüğünün sıfat dişil (müennes, feminine) halidir.
Tahsis
Arapça ḥṣṣ kökünden gelen taχṣīṣ تخصيص “kendine mahsus etme, özelleştirme” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça χaṣṣa خَصَّ “seçti, ayırdı” fiilinin tafˁīl vezninde II. masdarıdır.
Takrip
Arapça ḳrb kökünden gelen taḳrīb تقريب “yaklaşma, yakın olma” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça ḳariba قرب “yakın idi, yaklaştı” fiilinin tafˁīl vezninde II. masdarıdır..
Tekzip
Arapça kḏb kökünden gelen takḏīb تكذيب “yalanlama” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça kaḏaba كذب “yalan söyledi” fiilinin tafˁīl vezninde II. masdarıdır.